Selam sana ey dünya güzeli! Selam sana ey maceramızı, hayat haline dönüştüren kadın! Selam sana ey ruhlarımızın âşiyânı, Cennetimizin cânı Kadın! Bugün Dünya Kadınlar günü imiş. Bu medeniyetin sana layık gördüğü bu işte! Halbuki sen Varlığın özüsün! Sen varlığın taşıyanı, ruh ve bedenin mimarısın. Sen simyacısın. Bakırı altın, şu hayvansı …
Devamını Oku »Ayağı Yere Basmayan Bir Yazı (IV) – (Bu Çekişmenin Galibi Kim?)
Müslümanların şu dönemde adeta uykuya yatırılmış olması Allah’ın bir ikramıdır. Biz iktidarımızı ve devletimizi kaybettiğimizde, hâlâ kendimizi hak biliyor ve üstün sanıyorduk. Bu zan, aynı zamanda direncimizi de temin etti. Bu açıdan onların gelişmelerini takip etmemiş olmaktan mazur sayılabiliriz. Çünkü uzuuun süre biz onlardan daha güçlü idik. Onlar ise zillet …
Devamını Oku »Ayağı Yere Basmayan Bir Yazı (III) – (Hudutları Olmayan Bir İktidar)
İsrailoğulları’nın, bugün ekonomiden paraya, medyadan sihre, teknolojiden insan dışı varlıkların kullanımına; Cin, ifrit, huddam ve ilflerin (meleksi varlıkların), şeytanların sevk ve idare edilmesinden havanın kontrol edilmesine; Bulutların sağılmasından kuraklık, fırtına, yapay mevsim değişikliklerine; Yapay depremlere, fırtına, kasırga -ve yakın bir gelecekte görebileceğimiz gibi- göksel simülasyonlara; İnsanların zihin, kalp ve bedenlerini …
Devamını Oku »Ayağı Yere Basmayan Bir Yazı (II) – (İfsat İktidarının Sonu)
Geçen yüzyılın başında onların taleplerine izin vermeyen Osmanlı’yı yıktılar ve İsrail devletinin kurulması önündeki manileri kaldırmak uğruna çıkardıkları ve sürdürdükleri; bu sayede servetlerini milyon milyon katına ulaştırdıkları iki dünya savaşı ile tüm insanlığı adeta ateşe verdiler. Bu savaşların neticesinde geçmişin tüm değerlerini, kutsallarını, inanışlarını, iz’anlarını ve itibarlarını yerle bir edip …
Devamını Oku »Ayağı Yere Basmayan Bir Yazı (I) – (Lucifer’in İktidarı yahut Deccalizm)
Eski yazılarımın veya konuşmalarımın birinde, “Beni İsrail”, beşer ‘şahs-ı manevisi’nin nefsi hükmündedir. Asla onu yok edemezsiniz. Ama onun hükmü altına tam olarak girerseniz, -tıpkı kişinin nefsine tabi olması gibi- bu kere de iflah olma şansınız kalmaz.” hükmünde bulunmuştum. Nitekim beşerin son üç dört bin yıllık macerasının tüm bela ve musibetlerinde …
Devamını Oku »Akdeniz’de Neler Oluyor?
Şu günlerde siyasi ve sosyal hadiselerle ilgim biraz zayıf olduğundan bazı arkadaşlar mail ve mesajlarla dikkatimi çektiler. “Hocam Akdeniz’de bir şeyler oluyor, bu olup biteni sen nasıl yorumluyorsun?” diye. “Ben Allah derim” dedim, “Çünkü O mülkü dilediğine verir ve dilediğinden alır”. Tabi bir hikmet çerçevesinde! …… Nitekim bundan yüz sene …
Devamını Oku »Ebu Müslim’i Öldürmek
Asıl adı Abdurrahman. Ne doğduğu yer bellidir ne menşei. Bilinen en bariz özelliği hep mazlumun yanında ve adaletin safında yer almış olmasıdır. Ona halk “Ebu Müslim” dedi. Müslümanların babası! Çünkü nerede bir mazlum varsa, nerede hakkı yenmiş biri varsa o ordaydı, onların yardımına koştu. Ta gençliğinden itibaren sanki hayrın müdâfii …
Devamını Oku »Açık Mektup
Cumhurbaşkanımızın Saygıdeğer eşi Emine Hanıma açık mektuptur! Evvela; zatı alilerine ve ihraz ettiğiniz makama arz-ı hürmet ederiz. Saniyen; gıda, çevre ve insan sağlığı ile ilgili yüksek ve takdire şayan; her biri, ‘fıtrata dönüş projesi’ olan çalışmalarınızı millet olarak yakından takip ediyor ve minnetle takdir ediyoruz. Ve sonra… Bu yazınının muhatabı …
Devamını Oku »Mehmet Ali Bulut: Tıbbın alternatifi olmaz
Duayen gazeteci, mütefekkir Mehmet Ali Bulut ile gerçekleştirdiğimiz mülakatın dördüncü ve son bölümünde geleneksel tıp, gıda terörü ve üstadın bu alandaki farkındalık oluşturma gayretlerine değiniyoruz. Birkaç yıldır hiçbir medya kuruluşuna mülakat vermeyen Mehmet Ali Bulut’a İttifak gazetemize gösterdiği nazik ilgi ve teveccüh için teşekkürü borç biliyoruz. Mehmet Ali Bulut Sohbetimizin …
Devamını Oku »Mehmet Ali Bulut: Elfabe nazari bir ilimdir
Mehmet Ali Bulut ile gerçekleştirdiğimiz mülakatın üçüncü bölümünde üstadın ‘nazari bir ilim’ şeklinde tavsif ettiği Elfabe ve rüyalar ile Doğu ve Batı medeniyetinin mevcut durumunu teşrih masasına yatırıyoruz. Mehmet Ali Bulut, Rahime Bulut Elfabe nedir? Elfabe ile elimizin yapısı ve çizgilerinin bizlere açtığı, çok derin anlamlara, bilgilere götüren bir kapıya …
Devamını Oku »Mehmet Ali Bulut: İstikrardan yanayım
Gazeteci, yazar, mütefekkir Mehmet Ali Bulut ile gerçekleştirdiğimiz mülakatın ikinci bölümünde medya serencamı ve gönül ufkumuzu aydınlatan kitapları var. Mehmet Ali Bulut 28 yıllık iş ve meslek hayatınızda medya sektöründe sayısı onu bulan farklı şirket ve kurumda çalıştınız. Ne/neler oluyordu da bir pozisyonda uzun süre sabitkadem olarak bulunamıyordunuz? İstikrardan yanayım …
Devamını Oku »Mehmet Ali Bulut: Medya küçümsenmemesi gereken bir sihirbazdır!
Gazeteci, yazar, mütefekkir Mehmet Ali Bulut ile basın, medya, gazetecilik, irtica, medeniyetimizden kaybolup giden temel değerler, kitapları ve tıbb-ı Nebevî çalışmaları üzerine hasbıhal ettik. Dört bölüm halinde yayınlayacağımız mülakatın ilk bölümünün gündeminde medya var. Üstad bulut ile geçtiğimiz nisan ayında bir mülakat için sözleşmiştik. Vakt-i merhunu gelmiş olmalı ki sohbetimizi …
Devamını Oku »Kitabın Ortası Dergisi Röportajı
Mehmet Ali Bulut: “Kâinata Sığmaz da Cenab-ı Hak, Bir İnsanın Kalbine Sığar” Gazeteci ve yazar kimliği ile tanıdığımız Mehmet Ali Bulut’la son kitabı “Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte” ve diğer kitapları hakkında derin bir sohbet gerçekleştirdik. Mehmet Ali Bulut, “Aslında isterdim ki kendinizi anlatın dendiği zaman insanlara hüznümüzü, çocukluk …
Devamını Oku »Tanrının Mührü
Bir santimetre karelik bir tuval düşünün. Sadece üç ana unsur kullanacaksınız. Bu unsurlar, spiral, daire ve üçgendir. Bu üç şekli kullanarak biri diğerine asla benzemeyen sayısız formlar oluşturacaksınız. Mümkün mü? Asla! Ama tanrı sanatında mümkün. Başparmağınızın ucunu inceleyin. Bu üç şekilden birini bulacaksınız. Bu şekiller öyle dizayn edilmiş ki asla …
Devamını Oku »Veda
Bu veda yazısı, hakaret içerdiği iddiasıyla haber7.com tarafından yayınlanmamıştır. Sebebini tam da bilemediğim ve söylenen gerekçeyi de makul ve yeterli bulmadığımı bir nedenle haber7.com’da yazı yazmaya son veriyorum. Daha doğrusu artık yazmamam istendi. Söylenen gerekçe, Kanal7, üst yönetiminin, “artık, şirket bünyesinde bilfiil çalışmayanlara yazı yazdırılmaması” kararı… Belki hakikaten de doğrudur. …
Devamını Oku »Sivas, Bayram ve Yeni Tehcir mi?
Okuyucularım bilirler, benim “uyuyan şehirleri uyandırmak” adında bir projem var. Amacım, İslam’ın, hayatımızı aktif bir şekilde etkilediği zamanlarda, toplumun kültürel yansımalarını barındıran o kadim şehirleri, külünden diriltmek. Bu da ancak, o şehirlerin kültür ve mimari eserlerinin yeniden ihyası ve inşasıyla mümkündür. Ak Parti iktidarının en büyük hizmetlerinden biri de hiç …
Devamını Oku »Bizden Bene Kaymak
Önce, Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra yazdığım “Her nimet Şükür İster” başlıklı yazımdan iki paragraf: “Bugüne kadar –İslam coğrafyasında- gelmiş geçmiş tüm iktidar ve muktedirlerin sergiledikleri tavır –yazık ki- ekseriyetle ‘Emevî Duruş’tur. Gücü ele geçirince kendini, cebir ve ceberutta ‘zillullah’ (Allah’ın gölgesi) zanneden bir anlayış! Devleti kutsayan, bireyin hakkını, onu …
Devamını Oku »Siyaset Neyi Ölçer?
7 Haziran Seçimleri öncesinde, milletvekili adaylarının belirlendiği gün yayınlanması gerekirken yayınlanmaya değer bulunmamıştır! Batı medeniyeti insanı başarısıyla ölçer. Başarı da daha çok imkân, güç ve maddiyat sahibi olmak anlamına gelir. Bizim medeniyetimiz isi insanı “faydalılığı” ile ölçer. Çünkü “insanların en hayırlısı en faydalısı olandır” buyurulmuş. Bunların bir insanı firavniyete, diğeri …
Devamını Oku »Harameyn Çağrışımları (III)
Bir yazıyı, fikri veya işi tenkit etmek, ciddi bir sorumluluk gerektirir. Zira tenkit bir iddiadır. “Ben daha iyisini biliyorum, daha iyisini yaparım” iddiası. Yahut da bir yanlışı düzeltme, “bir eksikliği ikmal etme” olgunluğudur. Yahut bir ‘garez’dir! İlk ikisinde tenkid veya eleştiri kişinin fiil, fikir ve sıfatına yönelik olduğu için kabul …
Devamını Oku »Arınç Gökçek Kavgası
(Nereye Kadar) Demokrasiyle idare edilen toplumlarda meseleler biriktirilmez. Ortaya getirilir, konuşulur, sorumlulara gerekli ceza verilir veya uzaklaştırılır ve yola devam edilir. Çünkü meseleler duygusallık üzerine değil, akıl ve kanun üzerine oturtulmuştur. Ama yarı demokratik veya demokrasi yönetimlerde, geri planda bir kollama veya dışlama mekanizması da hep var olageldiği için, her …
Devamını Oku »