Ağız Tadıyla İktidarı Bile Eleştiremiyoruz

Yani şu ülkede, ağız tadıyla iktidarı eleştirmeye fırsat vermiyorlar…

Her gün yeni bir ses kasedi, her gün yeni bir alavere dalavere. Mecburen takılıp gidiyorsunuz.

İktidarı eleştirmeye sıra hiç gelmiyor. Bazen ciddi ciddi askerlerimizin, Ak Parti ile işbirliği içinde olduklarını düşünmekten kendimi alamıyorum.

Önce sayısız ses kasetleri. Ardından Balbayın notları,

Asker asabileşmiş. Asker öfkelenmiş Bir bakıyorsunuz bir emekli general haykırıyor:

“Sen kimsin lan!” diyor.

Muhatabı kim?

Savcı!

Aslında ‘Sen kimsin lan’ sözünün muhatabı savcı değil, iktidar!

Hatta iktidar da değil, millet!

Zaten bu millet cahil!

Kadr u kıymet bilmiyor. Paşalarını çileden çıkartıyor, kızdırıyor. Onların istediği gibi olmuyor bir türlü.

Oysa bu sefil(!) milletin bir tek vazifesi var; Paşalarını memnun etmek! Tabi bir de paşaların keyfi için orduya erat yetiştirmek.

Millet dediğin bunun için var. Yoksa bu fasafiso halkın ne anlamı olacak ki!

Zaten kendi haline bıraksan gidip ya dinci oluyor ya milliyetçi muhafazakâr.

80 yıldır uğraştıkları halde, onu medeni, çağdaş laik bir toplum yapamadılar. O yüzden de millet başına vurulmayı hak ediyor.

İşte görüyorsunuz, halkı kendi haline bırakırsanız gidip fasa fisoları iktidar yapıyor.

Öyle değil mi ama?

Bakın laik ve çağdaş Baykal dururken, cahil(!) bir imam hatip mezunu olan Recep Tayyip Erdoğan’ın peşine koşuyorlar.

Yani siz söyleyin sevgili milletim. Paşalarımız haklı değil mi?.

Siz de cidden cahilsiniz canım!

-Bunu söyledim diye mi bana buzuluyorsunuz.

Ama bunu ben söylemiyorum ki!

Koskoca bir Genelkurmay Başkanı öyle diyor. Koskoca paşa yalan mı söyleyecek?

O size cahil diyorsa, bir kere ‘hayır ben cahil değilim’ demek ayıptır. Paşamızı mahcup etmek olur mu?

Hem siz kim oluyorsunuz ki ‘cumhurbaşkanını da ben seçmeliyim’ diyebiliyorsunuz?

Paşalarımız kimi uygun görürlerse o Cumhurbaşkanı olur. Eski köye yeni adet getirilir mi canım? Demokrasi dediğin budur.

Her şeyi söyleyebilirsin ama askerlerin dediğini yaparsın!

Allahtan paşalarımıza zeval vermesin! Bugün dünyayı hayran bırakan bir demokrasimiz varsa bu, onların eseridir, öyle değil mi?

Allah razı olsun paşalarımızdan bakın, ağız tadıyla iktidarı eleştirmemize bile fırsat vermiyorlar! Daha ne yapsınlar yani Ak parti için?

***

Şaka bir yana gerçekten bu askerlerin benzerlerinin hala ordunun da içinde bulunuyor olma ihtimali bile ürpertici!

Aklıma geldi. Acaba diyorum, bu askerlerimize emeklilik mi yaramıyor acaba?  Birden bire boş ve işsiz kalınca can sıkıntısından halüsinasyonlar mı yaşıyorlar?

Yoksa milletle bu kadar ters düşmek akıl karı değil çünkü.

Asılında gerçekten şu askerler konusuna hiç girmek istemiyorum. Güya bugün Ergenekonun son üç atlısını, yani CHP, MHP v Saadet Partisi’nin işbirliğini yazacaktım ama Karadayı’mızın, bize cahil demesi daha manidar geldi.

Haberal ağabey(!) de haber salmış dert bir yana ki “Ak Partiyi ancak Saadet Partisi ile vurabiliriz” diye. O da hariçten gazel okuyanlardan.

Bir kaşık suda boğmak istedikleri eski dinci parti(!) (sp) mensupları neden kıymete bindi acaba?

Bir zamanlar, Erbakan’ın ‘E’sine bile tahammül edemeyen omuzu kalabalıklar ve Ergenekoncular şimdi onlara iskele attıklarına göre demek ki 28 Şubat’ta ciddi bir ‘ayar’yemişler Saadet partililer.

Ergenekoncular kurtuluşu onları desteklemekte gördüğüne göre!

İşte görüyorsunuz, Ergenekoncular ve Paşalar yüzünden ağız tadıyla iktidarı bile eleştiremiyoruz.

*** *** ***

Bu yazı “24.Mart.2009 22:38:59” tarihinde gasteci.com’da “Ağız tadıyla iktidarı bile eleştiremiyoruz” başlığında yayınlanmıştır.

Hakkında Mehmet Ali Bulut

1954’te Gaziantep’in İslâhiye ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı. 1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı. Birçok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu… Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı… 1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı. 1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi. 1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı. 2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mantalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu. Bugün Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir. Eserleri: Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Geleceğinizi Okuyun, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri, Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar, Fardipli Sinha, Derviş ve Sinha, Ruhun Deşifresi, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler, Can Boğazdan Çıkar, Sofra Başı Sağlık Sohbetleri gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır. Roman ve Hikaye: Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamamlanma aşamasındadır. Diğer çalışmaları: Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.

Ayrıca Bakınız

Ayağı Yere Basmayan Bir Yazı (II) – (İfsat İktidarının Sonu)

Geçen yüzyılın başında onların taleplerine izin vermeyen Osmanlı’yı yıktılar ve İsrail devletinin kurulması önündeki manileri …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir