Mescid-i Aksa Yıkılabilir mi?

Bu halimiz ile yazık ki evet.

Esasında şu meseleye hiç girmek istemiyordum. Çünkü ne zaman içinde Yahudi bulunan bir yazı yazsam, birileri ‘kiripto’ (kendisini gizleyen Yahudi) olduğuma yeni deliller buluyor. Fesubhanallah![1] 

Ne ise dayanamadım yine, bir iki şey yazacağım Mescid-i Aksa’nan maruz kaldığı küstahlık hakkında!

Birkaç gündür bir yazı arıyordum, bulamadım. İsrail eski Cumhurbaşkanlarından birinin bir itirafıydı… Hatırladığım kadarıyla cumhurbaşkanlığı döneminde kendileri için önemli ama aynı zamanda bütün İslam âlemini zıvanadan çıkarabilecek bir adım atmışlar. O gün sabaha kadar uyuyamamış ve sanmış ki ertesi gün, bütün İslam âlemi İsrail üzerine yürür ve İsrail’i bir kaşık suda boğarlar.[2]

Sabah olmuş. Bakmış şurada burada bir takım gruplar toplanıp telin mitingleri yapıyorlar o kadar! Hiçbir İslam devletinden, kınamadan başka bir tıs çıkmamış. O zaman rahat bir nefes almış ve demiş ki “Artık Büyük İsrail’i var etmenin önünde hiç mani kalmadı”.

Adamın haklı olduğunu zaman gösterdi. Zira ortada hakikaten bir İslam âlemi yok. Artık tüm emellerini gerçekleştirebilirler. Nedir bu emeller:

Önce İsrail’in üzerine bir çardak yapmaları gerekiyordu. Bu çardak onları gece gündüz gökten ve yerden gelecek saldırılara ve sıkıntılara karşı koruyacak bir çardak olacaktı![3] Üzerlerine böyle bir koruma kalkanı yapacaklarını onlara Tevrat haber verir. Füze kalkanı projesiyle bunu gerçekleştirdiler. Türkiye de bu çabaya katkı verdi.

İkinci adım Saleyman Mabedini (Kur’an’ın diliyle Mescid) inşa etmektir. Çünkü o inşa edilmedikçe onların Mesihi gelmiş olmayacak, Yahudilerin oraya gelmeleri de mümkün olmayacak. Ne zaman Mabed inşa edilir, dünya üzerine dağılmış Yahudiler orada toplanırlar. İşaret, Mebedin yaniden inşasıdır! O yapılmışsa ‘mesih’ de gelmiştir!

Bu gerçekleştikten sonra Harput’tun Tarsus’a, İskenderiye’den Medine’ye, Medine’den Şattülarab’a…  Şattülarap’ta Dicle’nin Fırat ile kavuştuğu noktanın doğu ucundan yukarıya Anadolu’ya kadar olan bölgeyi işgal edip Büyük İsrail devletini kurmak isteyecekler.

Bunu yapabilirler mi?

Yapmaya başladılar bile. Mescid-i Aksa’nın altı tamamen oyuldu zaten. Altındaki Süleyman Mabedi’nin tüm kalıntıları ortaya çıkarıldı. Mescid-i Aksa’nın yakılması artık sadece konjonktürün uygunluğu meselesi… Mescid’e postal, silah ve gaz ile girerek ilk testi de yaptılar ve başarıyla tamamladılar. Maalesef onlara dur diyecek bir irade yok. Ne Müslümanlarda ne dünyada! Onları durdurma görevini gariban Filistinlilere yüklemişiz. Onlar da zaten Arap olmadığı için Araplar sahip çıkmıyor

İşte gördünüz, adamlar iğrenç postallarıyla Mescide girdiler. Ne Müslümanlardan bir tık çıktı ne dünyadan! Şurada burada bir iki kişi bağırdı çağırdı, bir iki lider göstermelik tavır gösterdi vs. Peki mukadderatta var mı Mescidin yıkılıp Mabedin yapılacağına dair?

Yazık ki var. Kur’an’a göre, Yahudiler o mabedi yapacaklar. Ta ki ikinci kere oraya girilsin ve yıkılsın diye (İsra Suresi, 8).

Tamam, Yahudilere vurulacak nihai darbe Müslümanların eliyle olacak ama önce o mabedi inşa etmeleri gerekir ki, tüm Yahudiler o topraklarda toplansın. Bu da Kuranın bir vadidir! (İsra Suresi, 104)

***

Muaviyenin oğlu Yezid, Iraklıların daveti üzerine Irak’a giden Hz. Hüseyni’n önünü kesmek ister. Komutanlarından biri ona akıl verir “önce bir test yapalım toplumun tepkisini ölçmek bakımından” der. Ertesi gür bir tellal çıkar ve Şam sokaklarında bağırtır; “bu hafta Cuma namazı Salı günü kılınacak!” diye.

Salı günü olunca Yezidle komutan durumu görmek için birlikte Ümeyye Camii’ne giderler. Bakarlar ki cami dolu… Komutan Yazid’e der ki “Sultanım, korkma, Müslümanlar bu kadar şuursuz hale gelmişken, hiçbir sıkıntı ile karşılaşmazsın. Bunlar Cumanın Salı olmayacağını bilmeyecek kadar ferasetsiz olmuşlar!”

Dolayısıyla bendeniz fakir de derim ki, İslam dünyası bu kadar bilinç kaymasına mahkûm olmuşsa artık dileyen dilediğini yapabilir… Çünkü biz leş olmuşuz, diğer milletler üzerimize üşüşen sinek!

Kınamayacağım Müslümanları. Şu ülkeyi bu ülkeyi… Yok birbirimizden farkımız! Hepimiz (İslam dünyasının hemen hemen tüm liderleri, tüm kurumları ve cemaatleri) onlar adına hizmet üreten taşeronlar olmuşuz!

Dolayısıyla önümüzde çok sıkıntılı bir dönem var. Mescidi yıkmalarına razı olmamız için daha üst seviyede kutsal bildiğimiz şeylere saldırmaya başlayacaklar. Müslümanların sinir uçlarına dokunarak sıradan halkı taşırmak ve onları kendi çevrelerinde bulunun masum Musevilere saldırmalarını sağlayacaklar ki, Yahudiler, İsrail topraklarından başka güvenli yer kalmadığına inansınlar.

Hatırlayın, İsrail devletini kurmak için kırk yıl çabaladılar, dünyaya dağılmış Yahudileri Filistin’e dönmeye ikna edemediler. Sonra Hitler’i icat ettiler ve o toprakları mağdur Yahudilerle doldurdular.

Şimdi artık çok daha büyük bir nüfusa ihtiyaçları var. Çünkü Suriye meselesi bir neticeye vardıktan sonra Büyük İsrail devletinin temellerini atmaya başlayacaklar. Çok nüfusa ihtiyaçları var. Fakat Yahudi nüfusunun hala yarısından fazlası İsrail dışında yaşıyor. Onların Ortadoğu topraklarına gelmeye hiç niyetleri yok. İşte o yüzden onları ikna etme operasyonları başlayacak. Bu da ancak onlar için dünyanın diğer bölgelerini yaşanmaz kılmakla mümkün olur.

Bu gayelerini gerçekleştirmek için en müsait yer yine Müslümanların yaşadığı bölgeler. Bu bölgede insanları kışkırtmak ve zıvanadan çıkarmak çok kolay! İşte bundan sonraki adım, Yahudiler için Müslüman ülkeleri güvensiz bölgeler haline getirme çabası olacaktır. Bu da Müslümanları tahrik ederek Yahudilere saldırtmakla olur en kolay! Onlar için bu basit bir oparösyondur. İstedikleri zaman istedikleri kadar IŞİD, El- Kaide, Nusra var edebiliyorlar. Bunlardan birini de salt Yahudilere saldırtmak için kurarlar. Böylece Yahudileri Israil’e sığınmaya mecbur ederler.

Yakın palan bu! Bunu yapmak için Medine veya Mekke’ye saldırılsa şaşmayın. Çünkü deccal oralara da girecek; haber verilmiş!

Maalesef Müslümanlar için sırat köprüsü kadar hassas ve ince davranış gerektirecek dönemler yaklaşıyor. Ama korkarım ki, yine onlar plan yapacaklar biz de tatbik edeceğiz güya İslam’a hizmet ediyormuş görünerek!

Maalesef Süleyman Mabedi inşa edilecek. Maalesef Kudüs tümüyle ellerine geçecek, maalesef tüm Yahudiler o topraklarda toplanacak. Ve en son hepsi bir araya gelecek. Güçleri artacak da artacak. Tüm insanlığa karşı meydan okuyacaklar. (Yakub’un Allah ile güreşmesi meselesi) Sonra zulüm ve fesatları o kadar artacak ki, Cenab-ı Hak onlar hakkında hükmünü halk edecek!

Müslümanların aklı başına mı gelir, Mehdi (as) eliyle mi olur, İsa (as) eliyle mi olur bilmiyorum ama sonunda Yahudiler top yekûn helak edilirler. Hatta hadis rivayetinde var, taşlar ve ağaçlar dahi arkasında saklanan Yahudi’yi haber verecek![4] Benim kanaatim, Müslümanlar Hıristiyan ümmetini yanına almadıkça bunu başaramaz!

Çünkü o neticenin gelmesi için, önce mukaddemelerinin gerçekleşmesi lazım. O da maalesef sanırım bizim için biraz daha acı ve güz yaşı şeklinde tecelli edecek! Hristiyan ruhanilerin desteğini almak Müslümanlar için Yahudiler üzerine fütuhatın kapısını aralar diye düşünüyorum!

Allah nurunu kâfir eliyle de tamamlar elbet. Nitekim Rasulluh bu amaçla Hristiyan kral Necaşi’den dahi imdat istedi, malum.

Bunu bugünün Müslümanları da değerlendirmeli bence![5]


[1]) Mamafih şükrediyorum bu kadar iftira olmasa şu günahları nasıl temizleyeceğiz!

[2]) Emin olun şu anda bile İslam dünyasının bunu yapmaya imkânı var ama yüreği yok!

[3]) ”Ve Rab dedi, Sıon dağının her meskeni üzerine ve onların toplanma merkezi üzerine gündüzün bulut ve duman, geceleri alevli bir ateş parıltısı verecek (yaratacak)  bir çardak var edeceğim. O siyonu gündüz sıcaktan ve sağnaktan ve boradan koruyacak… (İşaya, Ba4, 5 )

[4]) O da olur mu bilmiyorum. Çünkü İsra Suresi 8. Ayeti, Yahudilerin tüm yaptıkları zulümlerin (en azından dünyevi akıbet açısından)  yanlarına kar kalabileceği ihtimalini de içinde barındırıyor. “Asa Rabbukum en yarhamekum” (Umanuz ki Rab size yine de merhamet etsin!). Tabii ki bu ayet-i kerimeyi, “size merhamet edilmeyecek” şeklinde anlamak da mümkün. (Ayrıca Bakınız! http://www.haber7.com/yazarlar/mehmet-ali-bulut/368151-israil-ve-canimi-sikan-bir-ayet).

[5]) Firavunların Kaderidir: Öfke Denizinde Boğulurlar!

Hakkında Mehmet Ali Bulut

1954’te Gaziantep’in İslâhiye ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı. 1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı. Birçok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu… Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı… 1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı. 1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi. 1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı. 2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mantalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu. Bugün Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir. Eserleri: Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Geleceğinizi Okuyun, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri, Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar, Fardipli Sinha, Derviş ve Sinha, Ruhun Deşifresi, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler, Can Boğazdan Çıkar, Sofra Başı Sağlık Sohbetleri gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır. Roman ve Hikaye: Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamamlanma aşamasındadır. Diğer çalışmaları: Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.

Ayrıca Bakınız

Çanakkale Geçilmedi…

Elhamdülillah, bu millet bir kez daha Çanakkale’nin geçilmez olduğunu gösterdi. Bir kere daha, bu millet, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir