Emret Öliim Coni Ağam!

Meclis, millet iradesinin tecelli ettiği yer olması hasebiyle devletin en üst kurumu…

Oraya gönderilen insanlar, halkın, harici ve dahili meselelerdeki iradesini yansıtmakla mükelleftirler…

Cumhuriyet yönetimlerinin temeli buna dayanır.

Halk kendi iradesini, Meclis’e gönderdiği vekilleri vasıtasıyla kullanır… Ve miletvekili o yüzden dokunulmazdır, korunmuştur.

Meclis kürsüsünde konuşma hakkı vardır ve bu konuşmalarından dolayı muaheze edilemez…

Peki şu mecliste, bu şablona uyan kaç milletvekili var…

Bir elin parmakları kadar…

* * *

Bizim seçtiğimiz milletvekilleri, nedense Ankara’ya gittiler mi bir anda milletin vekaletini unutup birilerinin “kulları” oluyorlar…

Halkın tebaa olduğu Osmanlı dönemlerinde herkes “Padişah’ın kulu” idi. Padişah vezirlerine, devlet erkanına ve tebaasına “kullarım” derdi… (o kulluklarıyla, bizim hür milletvekillerimize yüz çeterlerdi ya ne ise…)

Kul, ihitiyar sahibi olmayan yarı köle bir insandır. Ondan sadır olacak en doğal hareket kulluğunu göstermesidir…

Biz sultanlık çağdışıdır diye Cumhuriyeti kurmuşuz. Cumhuriyet adına geçmişimizin anasını satmışız… O insanları yerden yere vurmuş, cumhuriyeti mabud ittihaz etmişiz…

-Niye?

-Halkın iradesi daha iyi tecelli edecek diye…

-Peki halkın iradesinin Meclis’te tecelli ettiğine inanıyor musunuz?

“Evet” diyen beri gelsin…

* * *

Şu Meclis’te üçbeş “ilkeli” insan var… Ve hepsi de SHP’de toplanmış. Tuhaftır ki, bu insanlara da bazı icraatlarından dolayı anti pati duymuşluğum var!

Sağ partilerde ise “nazarlık” için bile ilkeli milletvekili bulmak mümkün değil…Eminim bazıları bozulacaklar ama lütfen biri çıksın desin ki, “Ben Çiller’in kulu  değielim” Veya “Mesut bey istedi diye inanmadığım işi yapmam” diyebilsin…

Erbakan’ın cep telefonuyla verdiği talimatı görmezlikten gelecek kaç RP’li var. Sayın Türkeş’e rağmen Çekiç Güç’e “hayır” diyecek bir MHP’li var mı?

Yazık oluyor bu millete yazık!

………

Bakın Gürkan’a!. Bakın Soysal’a bakın, Ercan Karakaş’a!… Hepsi SHP’li, hepsi bize karşıt kulvarda yer almış insanlarımız… Ama inanmadıkları şeye imza attırılmak zorunda bırakıldıkları için bakanlık koltuklarını bile terk ettiler… Kalbimin bütün coşkusuyla onları tebrik etmek istiyorum…

Çünkü ilkeli insana hasret kalmışız. Devlet adamına hasret kalmışız.

Öyle anlar var ki, insan bir tavır ile kömürden elmasa dönüşür… Bu üç yiğit insan, şu Meclis’tekilere “haysiyet ve onur dersi” vermiştir…

* * *

Bakın açık söylüyorum size…

DYP milletvekimllerinin yarısından çoğu, Çekiç Güç’ün, bağımsızlığımızı ihlal ettiğinin farkında… ANAP’ın bugünkü milletvekillerinin büyük bir kısmı Çekiç Güç’ün aleyhinde. MHP, taa işin başından bu yana, bu işi hazmedememiş bir parti…

Peki oylamalarda niye tıpış tıpış evet oyu veriyorlar…

-Çünkü liderleri öyle istiyor…

………

Ey milletin vekilleri, millet size, kendisini temsil edesiniz diye bu görevi verdi, gidip parti liderlerinin kulları olasınız diye değil…

O liderlerin de birilerinin kulları olmadığı ne malum!

Şimdi ben millet olarak, “Aldığınız paralar, burnununzan gelsin, haram olsun” dersem haksızlık mı yapmış olurum…

Hayır, hayır… Daha ağır sözler söylemeyi, temsil ettiğinizi sandığınız halkın hatırı için yakıştıramıyorum… Ama inanın yukarıda Allah var -Allah her yerdedir ya söz gelimi işte- hepinizin ama hepinizin burnunuzdan fitil fitil gelecek…

Siz emananete hıyanet ediyorsunuz…

Geçenlerde Sayın Çiller Meclis’te bir bakanı azarlıyor. Tıpkı oğlu Mert’i azarlar gibi. Yemin ediyorum Çiller hanım oğlunu bile öyle azarlamamıştır…

Yüzüne bir sille vurmadığı kaldı… Ve bu zat, hala bakanlık koltuğunda oturuyor. Hiç sıkılmadan, hiç gücenmeden…

Yazık bu Meclise, yazık bu milletin size duyduğu güvene…

Bu koltuk sevdası, bu iktidar hırsı ne menem şeymiş ki, kendisi için haysiyetler  harcanabiliyor, inanılmayan anlaşmaların altına imza atılabiliyor, Türkiye’nin bağımsızlığına, bölünmez bütünlüğüne and içmiş bu insanlar, bizim istiklaliyetimize indirilen bir darbeyi memnuniyetle kabul edebiliyorlar…

Açık açık deseler ki, Amerika, “Siz Çekiç Güç’ün süresini uzatmazsanız ben sizi döverim. Biz de Amerika ile baş edemeyeceğimiz için kabul etmek zorundayız”. Vallahi halkın nezdinde daha şerefli olurlar.

Siz hem korkak, hem sahtekarsınız…

Korkaksınız; iradenizi kullanamıyorsunuz. Sahtekarsınız; içine düştüğünüz utançlı durumu halktan gizleyerek, milleti aptal yerine koyuyorsunuz…

* * *

-Çekiç Güç’ün Türkiye’ye ne faydası var?

-Hatta, Ameraka’ya çekiç güç ne sağlıyor…

Samimi olarak, bunu anlamaya çalışıyorum… Bize ne sağlıyor, onlara ne sağlıyor… Cevap hiç!  Peki o gücün orada kalması için Amerika niye bu kadar diretiyor… Kürtleri korumak için mi?

Yok yahu. Bu kadar saf olmayın… Bu basbayağı bizim bildiğimiz ağalıktır. Eskilerin tabiriyle “cendermelik”tir…

“Ben istediğim yere istediğim gücü yerleştiririm” havası vermektir. Ne diyordu Şener Şen Züğürt Ağa’da “Ağanın pokunun üstüne pok olur mu kavat!”

-Olmaz. İşte hepsi bu…

Bizim sırtımızdan bölge milletlerine gözdağı veriyorlar… Bizim çakımızla kamışlarını sivriltiyorlar…

Tabii ziyan olan, bizim miletin haysiyeti, cesameti ve izziti ve namusudur… Bunlar de elle tutulan şeyler değilki birilerine batsın…

………

Efendim, Türkiye Cumhuriyeti, müstakil, bağımsız, hür, insan haklarına saygılı, hudutlarına hakim laik, güçlü bir devlettir….!

-Caaart! Yesinler sizi… Ben size işi özetleyeyim:

-Ver elini öpeyim ağam! Emret öliim… Maraban sana feda olusun Conim!

Mete Buluthan

Hakkında Mehmet Ali Bulut

1954’te Gaziantep’in İslâhiye ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı. 1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı. Birçok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu… Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı… 1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı. 1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi. 1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı. 2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mantalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu. Bugün Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir. Eserleri: Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Geleceğinizi Okuyun, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri, Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar, Fardipli Sinha, Derviş ve Sinha, Ruhun Deşifresi, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler, Can Boğazdan Çıkar, Sofra Başı Sağlık Sohbetleri gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır. Roman ve Hikaye: Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamamlanma aşamasındadır. Diğer çalışmaları: Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.

Ayrıca Bakınız

TSE Markalı Uşak Yahut Cambaza Bak Cambaza

Adı: Butros Butros Gali… Mesleği: Uşaklık! Ünvanı : Birleşmiş Milletler Genel Soytarısı Künyesi: Firavunzade kıpti… …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir